İlgililere: Bu blogda adı geçen ülkeler, kişiler, kuruluşlar, tarihler ve iddia edilen görüşler tamamen hayal ürünüdür.
thorn

yoksa neden yazalım dimi , dimi ?


8 Şubat 2012 Çarşamba

Bu dark sana gelsin Barney

Düne yakın konularla devam edelim önüme ne gelirse koyucam,

Sarkozy'den İran'a sert uyarı
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, İran'ın nükleer silah üretimiyle ilgili projelerinde ısrar etmesi halinde önlem amacıyla bu ülkeye bir saldırı düzenlenebileceği uyarısında bulundu.
Fransa'nın yurt dışındaki büyükelçilerinin katılımıyla düzenlenen konferansta konuşan Sarkozy, “İran'ın askeri, nükleer ve balistik silah projeleri tehdit oluşturmaya devam ediyor. Bu durum, İran'ın nükleer tesislerine önlem amacıyla bir saldırı düzenlenmesine yol açabilir. Bu da Fransa'nın hiç istemediği büyük bir krize yol açabilir” ifadesini kullandı.
Fransız büyükelçilerin üç gün sürecek konferansında, “Arap Baharı” ve Ortadoğu Barış Süreciyle” ilgili gelişmeler öncelikle masaya yatırılacak.
İRAN'DAN YANIT GECİKMEDİ
İran, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin ülkesinin nükleer ve askeri faaliyetleri ile ilgili açıklamalarını “gerçekçi olmayan bilgilere dayalı açıklamalar bölgeyi istikrarsızlaştırabilir" şeklinde yorumladı.
İran Dışişleri Bakanlığı Batı Avrupa İşlerinden Sorumlu Hasan Tacik, Sarkozy’nin açıklamalarına “Defalarca belirtildiği gibi, İran'ın nükleer faaliyeti tamamen barışçıldır ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) raporları bunu doğrulamaktadır" diye tepki gösterdi.
İran devlet televizyonunun haberine göre, Tacik, “İran’ın tüm savunma çalışmaları caydırıcı amaçlıdır. Gerçekçi olmayan verilere dayalı yapılan açıklamalar bölgenin istikrarsızlaştırılmasına zemin hazırlayabilir ve bu tür açıklamalardan kaçınılmalı” dedi

Ve Bu piçin amacını anlayın , amaç aslında budur..Libya da yaptıkları gibi ..
Yüzde 35’i kapmış bile
Dünyaca ünlü Fransız gazetesi Liberation, dün “Libya Dostları Konferansı”na ev sahipliği yapan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin Libya brüt petrol üretiminin yüzde 35’inin işletme hakkını garantilediğini öne sürdü. Fransa ile Libya Ulusal Geçiş Konseyi arasında arabuluculuk yapan Katar Emiri’ne yazılan mektubu yayımlayan Liberation gazetesi, “Mahmud kardeşimize anlaşmayı imzalaması konusunda yetki verilmiştir”


FRANSA’da yayın yapan Liberation Gazetesi, Paris’te dün toplanan ‘Libya’nın Dostları Konferansı’ öncesinde, Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin başını çektiği, Libya’ya müdahale politikasının perde arkasına ilişkin bir iddia ortaya attı.
Gazete, manşetten duyurduğu haberinde Fransa’nın, muhaliflere verdiği destek karşısında Libya brüt petrol üretiminin yüzde 35’ini işletme hakkını kopardığını yazdı.
44 milyar varil ile Afrika’nın en büyük petrol rezervine sahip olan Libya, Arap dünyasında isyanlar başlamadan önce günde 1 milyon 600 bin varil petrol üretimi ile dünyanın en çok petrol üreten 17. ülkesi durumundaydı. Halen İtalyan Eni, Fransız Total, İngiliz BP, Hollandalı Shell ve Amerikan Exxon Mobil firmaları Libya’da petrol çıkarıyor. Fransa, yüzde 35 düzeyinde bir petrol üretimi gerçekleştirebilmek için, ülkenin bir an evvel düze çıkmasını beklemek zorunda kalacak. Zira UGK, bu tür anlaşmaları yürürlüğe koymak için, öncelikle Libya’nın tamamını kontrol edip, tüm kurumlarıyla göreve başlama imkanının doğmasını beklemeyi tercih ediyor.
Muhalifler yalanladı
Libyalı muhaliflerin Fransa ile petrol anlaşması yaptığı iddiası muhaliflerce yalanlandı. 


Libya halkı Türkiye'ye minnettar
Türk Kızılayı, Şubat ayından bu yana çatışmaların yaşandığı Libya'da değeri 7 milyon dolardan fazla insani yardım malzemesini ihtiyaç sahiplerine ulaştırdı.
Libya'da Muammer Kaddafi rejimine karşı Şubat ayında başlayan halk ayaklanması ve Kaddafi rejiminin bu ayaklanmaları şiddet kullanılarak bastırmaya çalışması, Libya'da insani krizlerin yaşanmasına neden oldu.
Libya'da çatışmalarda çok sayıda kişi yaralanırken yüzbinlerce kişi de aileleriyle Tunus, Mısır, Nijer, Çad, Sudan ve Cezayir'e kaçmak zorunda kaldı. Türkiye 6 bini üçüncü ülke vatandaşı toplam 24 bin 621 kişiyi deniz ve havayoluyla Libya'dan tahliye etti.

Yahu size aradaki bağlantıları anlatmama gerek yok artık. Cidden yok..Anlıyosunuz artık dimi panpalarım? Medyanın ne işe yaradıgını anlıyosunuz dımı amk? bu işe yarıyo işte. Televizyon neden açık? Akşama kadar bangır bangır bağıran adam ne yapıyo bunların aynısını yapıyo işte.
Bakın bu 2 eylül haberidir..
Suriye’ye kötü haber
Suriye’nin sattığı petrolün yüzde 95’ini ithal eden Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin, 15 Kasım itibarıyla ülkeyle arasındaki tüm petrol alışverişini keseceğine kesin gözüyle bakılıyor.

AB'nin yeni yaptırım kararları onay alırsa, Suriye'nin AB ülkelerine ham petrol ihracatı birkaç gün içinde yasaklanacak. Ancak, devam eden sözleşmelerdeki şartların yerine getirilebileceği son tarih, İtalya’nın isteği üzerine 15 Kasım'a ertelendi.
AB ülkelerinin Suriye’den petrol alımını durdurması, ülke petrolünün üçte birine yakınının 15 Kasım’dan sonra elinde kalacağı anlamına geliyor. 
Ambargoların yanı sıra, AB üyesi ülkelerin yeni bir yasak getirerek, Avrupalıların bir banka da dahil olmak üzere birçok yeni Suriye şirketiyle iş yapmasını engellemesi bekleniyor. AB'nin, varlıklarını dondurduğu ve seyahat yasağı koyduğu Suriyeli isimlerin listesini de genişleteceği tahmin ediliyor.


Sonrasında suriye de başla(tılan)yan olaylar, sonrasında suriyeye dünyanın karsı durması , sonrasında suriyenin iran rusya çin yandaşlıgında olması, bakın senaryo nasıl yavas yavas ıslıyor. 
Bakın şu olaya bir:

Başbaggan skrrdojan’ın şu iki sözünü anımsayanız:

14 Mart 2011:

“Libya’ya yapılacak bir askeri operasyonu son derece faydasız görüyoruz. NATO’nun ne işi var Libya’da? Böyle saçmalık olur mu?”

21 Mart 2011:

“NATO’nun devreye girmesi söz konusudur. NATO devreye girecekse şartlarımız var.”

Sonuç: Türkiye Libya’ya müdahaleye 5 savaş gemisi, 1 denizaltı ile katıldı. Sözde muhaliflere Dışişleri Bakanı cavuşoğlu aracılığıyla elden para götürdü.

Libya meselesinde Türkiye gibi aktif olan ülke yok...

İran ile Suriye'nin Karayılan oyunu



Şam'dan vazgeçemeyen Tahran'ın Türkiye planı!

30.Ağustos.2011,14:32:02
Tunus, Mısır, Yemen ve Libya'nın ardından Suriye'deki otokratik iktidarı sallayan Arap Baharı, bölge güçlerinin Şam üzerindeki örtülü emellerini de gün yüzüne taşıyor. Kendi insanlarını katletmeye girişen Beşar Esed iktidarını demokratikleşmeye çağıranların yanında, ön cephe olarak gördükleri Suriye'deki değişime karşı duranlar da var. Türkiye ile İran, Suriye üzerindeki kutuplaşmanın önde gelen iki tarafı.

NATO Füze Kalkanı Türkiye'de!
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, erken uyarı radarının Türkiye'de konuşlandırılmasının öngörüldüğünü söyledi
Sizden yalnızca şunu düşünmenizi istiyorum. Bak eminim bunu sormadınız. Ulan bu totoşlar doguda bagımsızlık ıstıyoruz dıyorlar. 
Peki neden füze kalkanı olayına karşı çıkma yönünde herhangi bir cumle kurmadılar?
Olası savaşta ilk saldırılacak yer o füze kalkanı . Neden bunlar gıkını cıkarmadı?
Düşünün  bunu. Füze kalkanı kuruluyo eyvallah tamam, nato kötü öcü böcü dedik ama bu soruyu hiç sormadı kimse.. Veyahut cemaat neden kürt halkına el atmıyor?
Olum bu bile kendilerini kürtlerin liderleri olarak gören ama orjinalde Bop eşbaşkanları olan adamlarla bizimkilerin beraber çalıştığının göstergesidir. 
Füze kalkanı ilk başta o toprakları koruyacaktır ayrıca. Yani Kurmak istedikleri bölgeyi. dimi lan? evet..
aaaaaa aaaaaaaaaa beklenen haber bir iki gün sonra geldi..

Radarların yeri belli oldu


Türkiye, NATO füze savunma sisteminin en önemli parçası olan radarlara “ev sahipliği yapmayı kabul ettiğini” işte sessiz sedasız yapılan açıklamalar ile resmen dünyaya duyurdu.
Türkiye’nin sürece dahil olacağının açıklanmasının ardından ise, tartışmalar radarların “nereye konuşlandırılacağına” odaklandı.
NATO kaynaklarından aldığım son dakika bilgisi şunu gösteriyor:
Radarların konuşlandırılacağı yer belli oldu. Radarlar, Diyarbakır-Pirinçlik’e konuşlandırılacak.
İRTİBAT MERKEZİ DE DİYARBAKIR’DA
Radarın komuta merkezi, NATO’nun tüm savunma sisteminin komuta merkezi olarak belirlenen Almanya’da olacak. Ancak Türkiye’deki irtibat merkezi ise, Diyarbakır’da olacak. İrtibat merkezine üs olarak Diyarbakır’daki 2. Taktik Hava Komutanlığı belirlendi

aa aaa biz dün neyden bahsetmiştik, Almanya - amerika - türkiye üçlüsünden biraz bahsetmiştik, bakın yine karsımıza cıktı.. Rastlantı dimi amını yolunu siktigim ulkelerı rastlantı zaten dunyada 100 tane ulke var 50 sını at ada mada dıyıp aç fakir diyip , kaldı 50 rastlantı ..ayrıca DİYARBAKIR a dikkat edin. Başkentleri evet.. Bu yüzden bizim beedeebee li conconlar karşı çıkmıyor. Ve fuze kalkanının Büyük israili  koruyacagını bıldıklerı için , ve kürdistan safsatasının büyük israilin bir eyaleti olacagını bıldıklerı ıcın , gıklarını çıkarmıyorlar. Orospu çocukları.


İran'ın en önemli füze tesislerinden biriydi

İran’ın başkenti Tahran yakınlarında bulunan ve üç hafta önce yaşanan bir patlamada büyük hasar gören tesisin, gelişmiş katı yakıtlı füzelerin test merkezi olduğu belirtildi.

Uydu ve gözlem fotoğraflarını inceleyen ABD’li ve İsrailli istihbarat ve füze teknolojisi uzmanları, tesisin yüksek katı yakıtlı füzelerin test edildiği bir merkez olduğunda hemfikir. Uzmanlar, tesisin kullanılamaz hale gelmesiyle İran’ın uzun menzilli füze programına büyük bir darbe vurulduğunu düşünüyor.

Sıvı yakıtlı füzelere göre daha uzun menzile sahip olan ve hemen ateşlenebilen katı yakıtlı füzeler, Tahran rejiminin düşmanlarına karşı en caydırıcı silahlarından biri olarak kabul ediliyor.

PATLAMANIN NEDENİ KAZA OLABİLİR
Füze tesisindeki patlamanın nedeni hala netleşmemiş olsa da, ABD’li yetkililer bunun bir kaza olabileceğine inanıyor. Bunun sebebi, İran’ın hala hassas ve tehlikeler içeren teknolojiler konusunda tecrübesiz olması.

İran, füze programının önemli isimlerinden Devrim Muhafızları Komutanı Hasan Tehrani Mukaddem’in öldüğü patlamanın kaza olduğunu belirtmişti. İranlı yetkililerden bazıları patlamanın sabotaj olduğunu öne sürdü. Ancak bu iddianın delillere mi, yoksa Tahran sokaklarında nükleer fizikçilere düzenlenen suikast ve nükleer tesislere yapılan virüs saldırısı sonrasında oluşan varsayımlara mı dayandığı bilinmiyor.

KATI YAKITLI FÜZE TEHDİDİ
ABD’li ve İsrailli yetkililer için İran’da yaşanan patlama ortak bir amaca hizmet ediyor. Batılı bir istihbarat uzmanı, “Tahran’ın gelişmiş bir füzeye nükleer başlık takmasını erteleyecek her türlü gelişme küçük bir zaferdir” dedi.  

İran, kendisine yönelik olası askeri operasyon riskini caydırmak için geliştirdiği silahlar arasında katı yakıtlı füzelere de büyük önem veriyor. Obama yönetiminin füze kalkanı sistemi ihtiyacının temeline koyduğu bu füzelerin, nihayetinde kıtalararası menzile ulaşması bekleniyor.,

Altına da iki tane uydu fotoğrafı koymuşlar, tamamdır o irandadır kesin, kesin patlamış. tamam..

İşte ABD'nin en büyük korkusu

ABD’li yetkililer, İran’da düşen Amerikan insansız hava aracı vasıtasıyla teknolojik sırlarının düşmanlarının eline geçmesinden endişe duyuyor.

Los Angeles Times’a konuşan ABD’li bir yetkili, hafta sonunda İran’da düşen RQ-170 Sentinel insansız casus uçağının bir CIA görevinde olduğunu açıkladı. Adını vermeyen yetkili, bilinen en gelişmiş radara yakalanmama ve gözlem teknolojisine sahip olan uçağın, İran veya ABD
'nin diğer düşmanları tarafından deşifre edilmesinden çekindiklerini ifade etti.

Bakın şimdi şu haberle çok iyi anlayacaksınız herşeyi çok iyi ..

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, ziyareti sırasında Türkiye'yi öve öve bitiremedi. Oysa aynı Biden, 12 yıl önce bir Türk Başbagganı'na "Bize muhtaçsınız" diye bağırıyordu. Peki aradan geçen zamanda ne değişti?

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Türkiye'den fırtına gibi geçti.
Ankara'da Cumhurbaşkanı caddullak kül ile kucaklaştı.
Başbakan kayyid skerdojan'ı evinde ziyaret etti, ayakkabılarını çıkardı.
Samatya'da kebap yedi, pazardan alışveriş yaptı.
Girişimcilik Konferansı'nda kalpleri fethetti...
Sonra da Yunanistan'a geçti.

Peki soralım kim bu adam?
1) Tescilli Türk karşıtı
2)Biden: ABD'ye muhtaçsınız. Ancak ABD'nin Türkiye'ye ihtiyacı yok. Kredi ihtiyacınızın da olduğunu biliyorum. Kıbrıs sorununu çözün, istenenleri yerine getirin, size yardımcı olalım. Aksi takdirde hiçbir yere varamazsınız.
Cem: Kıbrıs'ta bir yere varamazsak varamayız. Buraya avuç açmaya gelmedik.
Ecevit: Kıbrıs meselesi 1974'te bitmiştir. Anladınız mı Sayın Senatör...
3)Biden o dönemde Clinton yönetiminin Türkiye'ye helikopter satışına da yine Kıbrıs'ı bahane göstererek karşı çıkmış, ancak daha sonra ABD Dışişleri Bakanlığı'nın devreye girmesiyle itirazını geri çekmişti.
Biden'ın siciliyle ilgili bir başka çarpıcı örnek de "soykırım mektubu".
2003 yılında bir grup senatör, Bush'a sözde Ermeni soykırımını tanıması çağrısı yapan bir mektup yazdılar. Ancak diğerleri de en az onun kadar dikkat çekici isimler:
New York Senatörü Hillary Clinton ve Illinois Senatörü Barak Obama...
Yani bugünkü ABD yönetiminin en kritik üç noktasında yer alan isimler 2003 yılında Başkan Bush'a da "soykırımı tanı" diyenler arasında.
Bu ekip, Kasım 2008'de seçildi ve Ocak 2009'da göreve başladı.
Yani üzerinden üç tane 24 Nisan geçti.
Bu süre içinde bırakın "soykırım"ı tanımayı, tanımak isteyenlere bile müdahale edip durduran isimler oldular.
Aynı şekilde üçü de Türkiye'ye çeşitli vesilelerle gelip övgüler yağdırmaktan geri kalmadılar.
SORULMASI GEREKEN SORU
O zaman bu noktada belki de şu soruyu sormak gerekiyor:
Tüm bunlar ABD'li politikacıların "kaypaklığını" mı gösteriyor?
Buna benim şahsi yanıtım hayır.
Öncelikle aradan geçen zaman içerisinde Türkiye ve etrafındaki siyaset arenası çok değişti.
4)Rum lobisine yakın.
Hatta dönem dönem Türkiye karşıtlığı söz konusu olunca Ermeni lobisiyle de dirsek teması kurmaktan kaçınmayan bir politikacı.

Anladınız mı lan liderlerimizin hangi locadan hangi dernekten olduklarını.. Hayırdır?  Gördünüz mü panpa olduklarını?
Bu bunun belgesi değil de nedir bana anlatın yalvarıyorum Allah aşkına anlatın lan..
nedir bu?
Hadi bunu söyle arkadaş seçim konuşmalarında bunu söyle hadi.. Anlat , anlasınlar hadi.. Bunlardan 1 gram söz ettin mi bu gune kadar? Hayır.. varsa yoksa tılıçtar oglu soyle tılıçtar oglu boyle pahçelli söyle böyle  din başörtüsü , şerefsizler felan filan laikler.. kem küm.. 
Doğru sen orospu cocuklarını cok ıyı yonetıyosun dogru..

alın amk alın!!

İran savaşa hazırlanıyor

İngiliz Telegraph gazetesi, istihbarat kaynaklarına dayandırdığı haberinde İran'ın olası bir saldırıya karşı savaş hazırlığı yaptığını öne sürdü.

Batılı ülkelerinin Tahran'ın nükleer programını engellemek için askeri müdahale seçeneğini değerlendirmesi, İran Devrim Muhafızları’nı savaş hazırlıkları yapmaya yöneltti. General Muhammed Ali Caferi, olası saldırı ve gizli operasyonlara karşı askeri güçlere her an hazır olma emri verdi.   

Bakın kim yapmış haberi? İngiliz gazetesi. Bitti.. Haberi çöpe atın , üstüne sıçın  ve skın doğru olduguna ınanmayın.Her devlet her zaman savaş hazırlığı yapar, askeriye bunun için vardır. Her asker silah tutmasını öğrenir tank kullanmasını öğrenir tatbikatlar yapar. 
Kimi sikiyosunuz lan?
kimi sikiyosunuz?
Ve İRAN nükleer programında çalışan profesörlerin sır ölümleri, intahar etmeleri canlı bomba ıle patlatılmaları felan?
Ne lan bunlar?
Tamam barney yaptı hepsini açıklıyorum. Bu piç hepsini patlattı adamların.
İfşa ettim panpa özür..

Ve son olarak

İran devlet televizyonundan Türkiye'yle ilgili müthiş iddia

İran devlet televizyonu Press TV, ABD ve Batılı güçler tarafından hazırlanan plana göre Türkiye’nin bir süre sonra Suriye topraklarına girerek muhalifleri silahlandıracağını öne sürdü. Habere göre, İsrail de Suriye silahlı kuvvetlerine ait önemli askeri üsleri uzaktan vurarak Beşar Esad’ın devrilmesinde muhaliflere yardımcı olacak.

Ve dikkatinizi  sikeyim ki arkadaşlar, bu haberlerin hepsi 6 ay içinde gerçekleşti..
6 ay içinde bir dünya kaosa sürüklenebilir,1 gün içinde bir devlet işgal edilebilir.
sen onu kurtarmak için 10 yıl çabalasanda, orospu çocukları gelir, orospu cocuklarını kandırır, ülkeyi batırır..
Gün gelicek o orospu cocukları gelip bizim yanımıza aglayacaklar, abi bokunu yıyım affedın bızı dıycekler, Yüzlerine bakarsam ben de orospu cocuguyum!
yaptın mı bunu yaptın.. Siktir git orospu cocugu!!

Thorn




1 yorum:

yorumları alalım